27 Aralık 2012 Perşembe

MUTLU

Auld Lang Syne - Eski Güzel Zamanlar


"Sevinç bir duygudur..
Mutluluksa duygunun mantıkla harmanlanmış hali.."
Geçen gün annem öyle bir geçer zamanki de bir elbise göstermek için açtırdı bana o "dramdan ölün bitin ağlayın hayatınız kararsın sonra da gidin yatın" mantığındaki diziyi. Elbiseyi göremedim, o sahne kaçmıştı ama tam açtığımda başrol deki ağlak karakterimiz Cemileyle, yeni manitasının konuşmasına tanık oldum. Buna benzer bir cümle kurdu. Ve söylenilen söz bana mantıklı geldi. Mutluluğun tanımı yapılabilse eğer buna benzer bir şey olurdu herhalde.
Ve mutluyum. Uzun bir aradan sonra ilk kez böyle bir şey yazıyorum buraya. Çoğu şeye şükrediyorum orası ayrı. Bu sefer mutluyum. Evet akşama kadar mutlu olmadığım bir işte çalışıyorum. Sürekli şunu yapayım, bunu yapayım deyip hiç birini yapmaya vakit bulamıyorum. Gitmek istediğim ama gidemediğim yerler, görmek istediğim ama göremediğim şeyler var. Yaşamak istediğim daha bir sürü hayat var. Ama zaten ben daha 25 yaşındayım. Yani ne kadar kendimi bazen 70 yaşındaymış gibi hissetsem de, değilim. Gencim,istediklerimi yaşamaya vaktim var görünüyor. Acele etmeme gerek yok aslında. Her şey hemen olamıyor zaten. Adımları var, benim de bu adımları yaşamam gerekiyor. Bunun farkındalığını yaşıyorum işte bu ara.. Ve bundan da mutluyum..
Yılbaşı yaklaşıyor. Ailem gelecek. Tüm sevdiklerim yanımdayken gireceğim yeni yılıma. Murat için üzülüyorum, o biraz buruk kalacak biliyorum. Ama kendimle ilgili genel olarak düşündüğümde, daha ne isteyeyim diyorum. Öyle dışarıda, bilmemkimin sahne alacağı bilmemhangi klupte hiç tanımadığım milyon tane insanla yeni yıla girmeyeceğim evet. Dıptıs dıptıs müzikle kulaklarım şişmeyecek, sadece oraya gelmiş ve eğlenmiş olmak gerektiği için etrafa gülümsemek zorunda olmayacağım. Bunları yapan, bunlardan zevk alan insanlar var tabi ki ,amacım eleştiri değil. Geçen yıl bundan farklı bir şekilde girmedim zaten. Ama sadece bana göre değil. Belki içim 70 yaşında gibi davranıyor böyle zamanlarda ama ben bu halimden mutluyum. Mutlu olmadığım, sevmediğim bir çok yönüm var. Ama bunları değiştirmek de benim elimde. Ve bu durumdan da mutluyum. Pasaportumu alıyorum, bu bir adım sayılır. Artık gidilecek yerlerin listesini yaptığımda, yaptığım liste o kadar hayali gelmeyecek. En azından önümde zamandan başka engel olmayacak, biliyorum. Ya da öyle umuyorum.. 
Yılbaşı ağacımızı kurucaz bugün. Altına hediyeler de koyucaz. Kırmızı bir masa örtüsü sericem masaya, tabi önce almam gerek. Üzerine yapabildiğim -güzel yapabildiğim - her şeyi hazırlayıp koyacağım. Annemin yılbaşı kutlanır mıymış diye söylenecek olmasına rağmen evet, ben o geceyi kutlayacağım. Maksat bir yılın sona erişini, birbirine çok benzeyecek başka bir yılın gelmesini kutlamak değil zaten.. Kutlayabileceğim, bir şeylerin hala var olmasını kutlayacağım ben.. Mutlu olmayı kutlayacağım...
Ve evet bu, bu yıl ki son yazım olacak... Hepimize Mutlu yıl sonları.. Mutlu yıl başları diyorum... Mutlu noeller diyorum :) 
Ve seneye görüşürüz.. :)

14 Aralık 2012 Cuma

Meselaaa, meselaaaaa ,başka birşey yok muu??

Mesela mesela 21 Aralık' ta hakikaten de dünyanın sonu gelmiş olsa napardım? Mesela önce istifa ederdim, yok ya da istifa bile etmezdim onunla mı uğraşcam. Gidip bi banka soyardım, o beni bir türlü almayan malak banka var ya evet evet onu soyardım ardıma bir de not bırakırdım bir zamanlar işe almadığınız fakir ama gururlu mühendis diye , sonra o paralarla, gidip şu Venedik'i bir görürdüm. Ölmeden göreyim yahu, gözüm açık mı gideyim.. Sora kısa bir dünya turu. Özel jetim var sonuçta, banka soymuşum zenginim. Her şeyi hızlandırılmış bir şekilde gerçekleştirirdim. Tabi yakın çevremi sevdiklerimi unutur muyum. Onlara da derdim gidin banka soyun. Ay ben soyamaaaam diyen olursa servetimden onlara da verirdim. Neyse efendim bir iki gün gezdikten sonra, aklımı başıma alır, Mekke' ye geçerdim. Yok napacağdım, kalmış şurada ölmeme 1 hafta, loy loy goy goy mu yapayım. Artık 1 haftayla olacak iş değil ama elde kalan o napalım mantığıyla kendimi tasavvufa adardım. Ama hakikaten ya napardım hiç bilmiyorum.. Ne tuhaf. Şu yukarıda yazdıklarımın hiçbirisini yapmazdım herhalde  Koşa koşa ailemin yanına gider. Napacazz şimdiiiiiiiii diye böğüre böğüre ağlar, yıllardır sökemediğim Kur'an okumaya başlar, öleceğim dakikaya kadar da namaz kılardım herhalde. Ya da 1 hafta da ne değişecek yahu deyip, tüm sevdiklerimi toplayıp, küçük bir sahil kasabasına tıkar, orda 1 hafta mutlu mesut yaşardım. Ve ya son günlerimi duvarda sabit bir noktaya bakarak geçirebilirim. Gerçekten bilmiyorum yani. Kafam çok karışık. Bu kafa karışıklığından sıyırıp, dünyanın sonunu falan unutup, normal yaşantıma devam etmem de olası. Demem o ki eğer hakikaten dünyanın sonu geliyor ve devlet başkanları, Nasa falan insanlar telaş yapmasın sakin sakin ölsünler diye bunu söylemiyorlarsa, aferin çok iyi ediyorlar. Zaten ben napacağıma karar verene kadar dünyanın sonu gelir ki. İnsanlar kafayı yer falan bir ton uğraş. Hiç gerek yok yani, hem zaten birgün ölmeyecez mi ? 

http://solarlunarx.blogspot.com/2011/12/2012-yillik-burc-analizleri.html



11 Aralık 2012 Salı

Glee - ase

Tam olarak ne zaman izlemeye başladım hatırlamıyorum. Sister'm sağ olsun  izle izle diye başımı yeyince müzikal bir dizi olmasına rağmen deneyeyim demiştim. Başlarda olayın gidişatını merakımdan müzikli yerleri sardırıp, konuyu takip edecek kadar izliyordum. Sonraları, hangi ara oldu bilmiyorum ama , artık sussunlar ve şarkı söylesinler demeye başladım. Şarkı söyledikleri kısımları başa sarıp sarıp izlemeye başladım. Sonra şarkıların sözleri ilgilimi çekti, sonra şarkıların içinde geçtiği filmler. Bir süre sonra bazı izlenilmesi gereken ama benim izlemediğim filmlerin uyarlamalarını bölüm bölüm yaptıklarını algıladım. Sonra o izlenilesi filmler ilgimi çekti... O uyarlamanın hem eski yani orijinal versiyonunu, hemde Glee nin uyarladığı versiyonunu izleyince her şey daha bir tanıdık gelmeye başladı.

Glee- Grease

 
Orjinal Versiyon- Grease


 Dizilerden filmlerden yüzde yüz etkilenen bir insani yapıya sahip  olmam ve çok şükür ki çevremde de hep öylesi insanlar olmasından dizilerin hayatımı daha yaşanılası, daha kolay hale getirdiği gerçeğini hayatımın daha genç dönemlerinde farketmiştim zaten. Bir one tree hill içinde yaşadığım zamanlar olmadı değil. Hepimizin oldu. Bir çizgi film kahramanına aşık olan ve ona şiirler yazan bir ablanın kardeşiyim ben. Gene iyiydi bu hallerim yani.
 Bu yüzden dolayı Glee nin günlük hayatıma etki etmesi çok uzun sürmedi. Bana ne kadar uzakta yaşandığı önemli değildi. Ya da yaşananların benim içinde bulunduğum çevreye ne kadar uzak olduğu. Biz de hayalleri olan insanlardık ya işte, en büyük ortak paydamız buydu. Müziği seviyorduk, boş zamanlarda klip çekiyorduk, hiç üşenmeden, annemin kocaman kızlar oldunuz artık demesine hiç kulak asmadan, kocaman kızlar olarak değil, hayallerine tutunan o küçük kızlar olarak yaşatmaya çalışıyorduk ya tutkularımızı.. Glee bizdik aslında. Bizden olmayanlar suratımıza buzlu içecek püskürtmüyordu belki ama kahkahalarını püskürtüyorlardı ya işte. İlahi siz diyorlardı. Boş boş işlerle mi uğraşıyorsunuz diyorlardı ya da.. Bu da, burdakilerin buzlu içecek püskürtmesiydi belki. Önemli miydi. Hiç değildi, hiç olmadı. Tıpkı Glee de olmadığı gibi..
Glee bazılarınız için yalnızca bir dizi. Hatta belki de sıkıcı bir dizi. Benim ve benim gibiler içinse hayattaki bazı anları daha kolay atlatmamızı sağlayan bir yol. Yaşam şekli. Glee de rol alan hiçbir oyuncuya delicesine tutkunluğum yok. Hepsinin yeteneğine ayrı ayrı hayranım orası ayrı. Kimisinin sesi, kimisinin dansı. Asıl tutkunluğum canlardıkları karakterlere.. Rachel'a, Finn'e, Santana'ya, Kurt'e, Britney'e.. Birbirlerinden tamamen farklı oluşlarının beraber yaşayışlarında hiçbir sorun teşkil etmiyor oluşuna.. Her birinin zaman geçtikçe birbirine benzemek ya da benzemeye çalışmak yerine, özgünlüklerini sürdürebilmelerine, tüm yargılamalara, düşmelere rağmen tekrar ayağa kalkışlarına.. Glee dizisi senaristlerine.. Bu karakterlerin yaratıcılarına...

Everybody Talks

Çoğu şeye vakit bulamadığım şu günlerde beni delicesine mutlu eden, ve her izleyip başından kalktığımda hayattaki amacımı hatırlatan bir dizi Glee benim için.. Daha ne olsun.. O zaman bırakıyorum Glee - ase'lerle sizi başbaşa.. :)


Let's Have Kiki :)

7 Aralık 2012 Cuma

Öyle!

Çok yorgunum ve bıkkınım ve sıkıldım ve bunaldım ve çığlık atmak istiyorum ve kimseyi dinlemek istemiyorum ve nefret ediyorum ve hiç birşey hissetmiyorum ve çıkıp gitmek istiyorum ve sussunlar istiyorum ve kendi iç sesimi bile duymayacak şekilde bu şarkının sesini açıp bağıra bağıra söylemek istiyorum.