22 Kasım 2012 Perşembe

Saçma!

Ne kadar saçma günümüzü tanımadığımız insanlarla geçirmeye mahkum edilişimiz! Sevdiklerimizle değil, yanında olmak istediklerimizle hiç değil!. Hiç tanımadığın insanlarla akşama kadar bir bilgisayar monitörüne bakıp bir şeyler yapmaya çalışmak ne kadar saçma.. Sonunda yokluğa ulaşacak olmasına hatta yerine yenisinin gelmesi kararları alınırken bile o eskiyi yaşatmaya bu kadar çabalamak zorunda olmak ne kadar saçma!!.
Ülkeler arası geçiş kontrolünün olması ne kadar saçma! Benim Venedik' e bir türlü gidemeyişim ve hiç gidemeyecek gibi hissetmem ne kadar saçma. Karar bana aitken bile hava karanlıkken evimden ayrılıp hava karanlıkken evime dönmeye mahkum olmak ne kadar saçma! Bu döngüyü devam ettirme çabamın olmak zorunda olması ne kadar saçma! İnsanları ırkına göre ayırmak ne kadar saçma!
Geçmişe duyulan özlem ne kadar saçma!. Geçmişin günümüzden daha basit, daha kolay olduğu gerçeği ortadayken geçmişe ulaşamayacak oluşumuzun bizi kederlendirmesi ne kadar saçma! Geçmişte hiç efor harcamadan yapılan uğraşların herşeyin daha gelişmiş olduğu zamanımızda yapılamayışı ne kadar saçma. Başladığım o hikayeyi, bizim hikayemizi bir türlü yazamayışım, yazmaya vakit bulamayışım, istek duymayışım ne kadar saçma! Her gün koltukta uyuya kalışım ne kadar saçma!!
Bazı zamanlar her şeyin, herkesin saçma gelişi ne kadar saçma?

Başka türlü birşey benim istediğim
Ne ağaca benzer ne de buluta
Burası gibi değil gideceğim memleket
Denizi ayrı deniz
Havası ayrı hava
Rengi başka tadı başka
Bir başka yolculuk dalından düşmek yere
Yaşadığımdan uzun
Bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
Ağacın yüksekliğince,dalın yüksekliğince rüzgarda
Ve bir yeni ömür vardığın çimen yeşilliğince

Nerde gördüklerim nerde o beklediğim...(Yeni Türkü)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder