17 Şubat 2015 Salı

Bir Romeo - Juliet Şehri, Verona..

Venedik turumuz sonlandıktan sonra otelimize dönüp bir güzel dinlendik. Ve kendimizi sonraki güne hazırladık. Ben Venedik i ardımda bıraktığım için üzgün, sonunda hayallerimin şehrine gidebildiğim için mutlu ve ertesi gün göreceğiz yerler konusunda heyecanlı, yani karmakarışık bir ruh hali içerisindeydim.. 
Sabahın erken saatlerinde uyanıp, domuz salamı kokularının doldurduğu otelin kafesinde yine kruvasan, kahve, yeşil zeytin içerikli kahvaltımızı ettik. Çantamıza bir iki meyve atıp, otobüsümüze yerleştik. İstikametimiz Floransa idi. Şimdi yine bir ara not olarak Leo' dan hoşlanmama sebeplerimden birisi olan bir başka olayı anlatacağım. Söylediğim gibi yola ilk çıktığımızda, istikametimiz Floransa idi. Ancak, Leo mikrofonu eline alıp, yol üzerinde, Unesco Dünya Mirası listesine giren ve meşhır Romeo ve Juliet aşkına ev sahipliği yapmış olan Verona olduğunu ve tur programında olmasa da kendisinin orayı da görmemiz gerektiğini düşündüğü, bu nedenle tur sahipleriyle konuşup onları ikna ettiğini ve Verona ya da gideceğimizi söyledi. Bunu duyunca grup olarak hem şaşırdık hem de sevindik. Şaşırdık çünkü Leo dan böyle güzellikler beklemiyoruz, o kadar berbat bir rehberdi ki. Haksızlık mı ettik aceba adamcağıza falan diye düşünmeye başladık.. Canım biz yaa, ne de iyi niyetliyiz.. Neyse Leo yalnızca bu kadar söyledi ve  mikrofonu bıraktı, otobüste bir cümbüş oluştu tabi. Herkes sevindi.




Verona ya Yaklaşırken


Verona ya yaklaştığımızda tekrar eline mikrofonu aldı ve konuşmaya başladı. "Verona'ya yaklaştık 15-20 dk lık yolumuz var, Verona turuna katılmayacakları 2 -3 saat boyunca zaman geçirmeleri için bir yere bırakacağız, Verona turu sonrasında onları alıp, Floransa'ya devam edeceğiz, Verona tur ücreti 30 euro dur." diye. Biz nasıl yani diye düşünmeye başladık, meğersem onu da paralı yapıyormuş Leocuk ama bunu bize son anda söylemeyi tercih etmiş. Benim burada en çok kızdığım nokta 15 dk lık yol için kişi başı 30 ar euro toplaması değildi, veya bunu son anda açıklaması da. Sonuçta insanlar bu tura 500- 600 euro verip katılıyorlar ve sen kendi kendine bir başka istikamet daha yaratıp, katılmayanları cezalandırırcasına, insanların 2-3 saatini, Floransa da veya Roma da geçirebilecekleri 2-3 saatini, herhangi bir yol kenarında geçirmelerini istiyorsun. Buna gerçekten çok kızdım ve Verona yı ne kadar görmek istesem de, çoğunluk sağlansın ve ek tur iptal olsun, Leo da buradan da para kazanmasın istedim. Ama çoğunluk sağlanamadı maalesef, yani tabi ki Verona yı gördüğüme çok mutlu oldum, fakat gerçekten yaptıkları şey dolandırıcılığın başka bir boyutuydu. 

Çoğunluk sağlanmayınca biz de buraya kadar gelmişken Verona yı da görelim dedik ve tura katıldık. Katılmayan yaklaşık 10 kişiyi de bir alışveriş merkezine bıraktık, neyseki.. 15 dk lık bir yolculuktan sonra otobüsten inip Verona sokaklarını keşfe çıktık. Çok fazla vaktimiz olmadığından, iner inmez Leo önderliğinde Romeo nun Julliette in balkonunun altında konuştukları o meşhur sahneye ev sahipliği yapan Juliet in evine doğru yol aldık.  







Yol üzerinde bir parkta bulunan bu tabela benim çok dikkatimi çekti. Sırayla hepsine bir anlam verebildim ama son ikisine anlayabilmem çok zor oldu. Havuzda banyo yapmayın ve bikini ile oturmayın yazıyor :D Havuz bu arada süs havuzu öyle yüzme havuzu falan da değil. Meğer insanlar burada gerçekten böyle şeyler yaptığı için bu uyarılar konulmuş. Çok ilginç gerçekten, bir de avrupalıyız derler pıh :p



O güneşin altında bu şekilde durabilmeleri, sabır işi..
Verona nın en büyük ve hareketli meydanlarından birisi olan Bra meydanında Arena bulunuyor. Zamanında gladyatör dövüşleri yapılan Arena 1. yüzyılda yapılmış, ve şimdi 30000 kişilik konser salonu olarak kullanılıyor. Arena nın içine Julliet' in evini ziyaret ettikten sonra girdiğimiz için daha sonra paylaşacağım.

Ücret karşılığı fotoğraf çekinebileceğiniz Gladyatörler
Verona Sokakları ve Leo nun önden görünüşü, gördüğünüz yerde sakin olun, arkanızı dönün ve hızlı adımlarla oradan uzaklaşın :D



Kurtlar Tarafından Büyütülen Romus ve Romulus
Efsaneye göre Romus ve Romulus kardeşler ormanda kurtlar tarafından emzirilip, büyütülmüş ve yıllar sonra Roma şehrini kurmuşlar. Bu nedenle bu heykeli tüm İtalya' da tüm şehirlerinde görebilirsiniz. Roma'nın kurulacağı yer olarak dişi kurdun onları emzirdikleri yeri seçmişler. Şehrin inşaası sırasında iki kardeş anlaşmazlık yaşamışlar ve Romulus Romus u öldürerek Roma nın inşaasını tek başına tamamlamış. Şehre kendi adından esinlenerek Roma adını vermiş. Efsaneye göre Romulus şiddetli bir fırtına sırasında yok olup göğe yükselmiş ve tanrıya dönüşmüş.


Verona nın en cafcaflı meydanı, Erbe Meydanı
Julleit' in evine doğru yol alırken Verona nın en hareketli bir başka meydanı olan Erbe meydanından geçtik. Erbe meydanı Roma döneminde halkın toplandığı forum olarak kullanılıyormuş.



Julliet' in evine (Casa di Giuliette) vardığınızda bir kapıdan geçiyorsunuz ve iki yanınızda bu duvarlar uzanıyor. Burayı ziyarate gelen insanlar hatıra bırakmak adına bu duvarlara istediklerini yazıyorlar. Türkler yine kendisini göstermiş :) Biz gittiğimizde o kadar kalabalıktı ki ortadan insan akınıyla beraber zor ilerleyebildik. Yani dıvarlara erişip bir şeyler yazmaya çalışmamız çok güç olacaktı.  Yalnıca fotoğraflamakla yetinmek zorunda kaldım.




Bu duvarları geçince Julliet' in evinin bahçesine çıkıyorsunuz. Aşağıda görünen resimdeki balkon, o meşhur sahnedeki balkon oluyor efenim.. Bahçede gezinti ücretsiz, fakat balkona çıkmak için belirli bir ücret ödemeniz gerekiyor. Bizim çok fazla vaktimiz olmadığından ve bence çok gerekli de olmadığından çıkmadık. 






Bu kapıya insanlar dileklerini tutarak kilit takıyorlar. Ve hayallerinin gerçekleşeceğine inanıyorlar. Kapının hemen yanında kilit satan bir gişe var. Valla iyi ticaret. Biz türk kafası hemen bi hesaba giriştik. Günde buraya 500 kişi gelse, bu 500 kişiden 300 ü kilit alsa, kilit başına 5 euro dan 1500 euro, iyi vallaaaaa iyi :p :D

Kilit tanıtımı yapıyormuşçasına :D 


Yani bu da böyle bir inanç ne yapayım, şuraya kadar gelmişim tutmadan mı gideyim :D Evin bahçesinde bulunan Julliet in heykeli efenim bu. Heykelin sağ göğsünü tutmak şans getiriyormuş.




Binanın içinde bilet gişelerinin bulunduğu yerde bir de hatıra defterleri bulunuyor. Tüm dünyadan insanlar bu deftere orada kalmasını istedikleri cümleleri yazıyor. Bakalım ben ve Murat ne yazmışız :D 

Hmmm, çok yaratıcıyız :D



Julliet 'in evini yeterince gördükten sonra oradan güç bela çıkıp - çünkü öyle böyle kalabalık değildi - Verona sokaklarında gezelim dedik. Julliet'in evinden hemen çıktığınızda sağ tarafta aşağıdaki dükkan bulunuyor. Belirli bir ücret karşılığı  önlüklere, şapkalara isim işlemesi yapıyorlar.





Bir Romeo ve Julliet şehri olduğundan her yerde fazlasıyla bunun etkileri var.







Meydan da bulunan bir pazardan görüntüler.





San Marco Kanatlı Aslanı ve Palazzo Maffei


Kanatlı aslına avuçlarımın içinde :D 


Birşeyleri tutma kaldırma isteği nerden geliyo bilmiyorum :D


Yukarda gördüğünüz elimin ucunda tuttuğum binanın adı  Palazzo Maffei. Barok tarzda yapılmış, ve 3. katı 1668 de eklenmiş.



Ve yine Verona'da da Koreli mi Japon mu olduğunu kestiremediğim bu tatlı insanlarla karşılaştım. Grup olarak gölge bir köşeye oturmuş Erbe meydanındaki binaların, binaların üzerindeki heykellerin resimlerini çiziyorlardı. Canlarım :)


Dante Meydanında bir Dante

 Dante Meydanının tam ortasında Dante nin güzel bir heykeli var.









Dante meydanından açılan küçük başka bir meydan da bu şekilde üzeri camla kapatılmış yer altı mezarı vardı. 



Bizdeki türbeler gibi, Verona'da da her sokakta bu şekilde anıt mezarlar bulunuyor. 


Verona sokakları Venedik e kıyasladığımda çok sakindi. Yalnızca pazarın kurulduğu meydan kalabalıktı. Bu nedenle tüm sokaklarında doğuştan Veronalıymışız gibi rahat rahat dolaştık. :D



Gerçekten rahat dolaştık :D 


Tabi ki ben burada da her gördüğüm kapının fotoğrafını çektim. Ve tabi ki bunu sizile paylaşıyorum. Sonuçta kapı önemli. :)



En sevdiğim, ilerde bi şatom olursa kapısını böyle yaptıracağım :D 





ukarda bahsettiğim gibi Verona nın en merkezi meydanı olan Bra meydanında bir Arena var. Roma daki Collezium kadar ihtişamlı olmasa da biz kalan vaktimizi değerlendirmek için iyi bir yer olduğunu düşündük. İyi ki nasılsa Roma da giricez diye es geçmemişiz, çünkü bazı etkenlerden dolayı roma Collezium a giremedik.


Arena nın bir kapısındaki girişinde bulunan gişeden hatırladığım kadarıyla 6 euro gibi bir tutar ödeyip bilet alabiliyorsunuz. 


Gladyatörlerin tutulduğu hücrelerin kapıları





Verona'daki arena maalesef çok iyi korunamamış. Yalnızca aşağıda görülen bir duvar kalmış. Gerisi yeniden yapılandırılmış. Biz gittiğimizde sahne kurulumu vardı. Konser vardı sanırım. Bu nedenle dışında çok fazla tarih kokusunu alamadık.  






Arena nın dışı tarih kokmasa da içi beni memnun etti yeterince. O kapılardan birazdan bir gladyatör çıkacakmış gibi ürpermedim değil..

Gladyatörmüşüm meğersem :p
Kilitli kapıları açabilmek için biraz kurcalamış olabilirim.
Bu bina ne binası ve ben neden bu kadar mutluyum, Murat niye bu kadar şaşkın hatırlamıyorum :D 

Verona' da geçireceğimiz iki saatimi doldurduktan sonra, tarihi surların yanından geçerek otobüsümüzün bizi bıraktığı yere doğru ilerledik.



Alışveriş merkezine bıraktığımız tur arkadaşlarımızı alarak, güzel Verona' yı geride bırakıp,  otobüsle Floransa' ya doğru devam ettik.

Sırada Floransa, görüşmek üzere :)